30 Mart 2017 Perşembe

Hafif Sıklet Lohusalık Sendromu ❤️




Yine, yeni, yeniden merhaba, 

Bir önceki konuda değindiğim ağır dönem lohusalığın devamı olan, hayatımın hafif dönem lohusalık (sanki hapis yatmışım gibi oldu, hey güzel Allahım sen bana akıl ver😄) bölümü ile karşınızdayım.
    On camera, go playback and action!
    Hahhahahayyt😄
    Bacılar öncelikle öyle her önünüze geleni yememeye devam etmeniz gerek, hele ki emziriyorsanız zaten sağlıksız beslenmek söz konusu değil bununla birlikte beslenme terciheriniz psikolojinizi çok etkiliyor. Her zaman öyle zaten de şu lohusa zımbırtısı bitene kadar amman dikkat edin. Bol bol limonlu su için, aha faydalarını şuracığa bırakıyorum.

       Gördünüz faydalarını devam edelim. Bu orta/hafif dönem bende 6. Aydan sonrasını kapsıyor. Bade kemikleri kuvvetli bir bebekti, üç aylıktı ve adım atmayı başarabiliyordu(yardımımızla tabiki, saçmalamayın lütfen😄) çabuk emekledi, çabuk yürüdü. Önceki aylara göre biraz daha kendini oyalamayı becerebildi. Beş aylıkken meyve püresi ve su vermeye başladım, ne versem yedi yumurta hariç. Meyve-sebze püresi ve çorbalar içti, sebzeli pilav yedi. 10. Aya kadar sıkıntı yaşamadım yemek yönünden.
        Fakat uyku hep sıkıntıydı, emerken uyurdu gündüzleri ve uyurken bırakmazdı, bende iki büklüm onun uyanmasını beklerdim. Yemek yapamaz evi toplayamazdım. Aç gezerdim, evide b.k götürürdü. Kişisel bakım zaten hak getire, hangi kişisel bakımdan bahsediyorsunuz? Bir tane kaşımı yolsam başarıydı benim için. Çok ilgi isteyen, ilgi görmediği zamanda kafayı yiyen bir bebekti Bade. Bu şekilde 2 yıl yaşadık. Aç gezmekten, evin tozundan, kendine vakit ayıramamaktan ve evden kaçmak için bahaneler arayan (ve bulan) bir kocadan mütevellit,  hafifleyen lohusa sendromum zaman zaman tavan yapıp sinir krizlerine sebep oluyordu. Zamanla geçecek,  bugünler  hep bitecek, güneş yeniden doğacak diye diye teselli ettim kendimi. İşe yaradı, aklımı başka şeylere verdim, sanki o an, o zorlukları yaşayan ben değilmişim gibi yaptım. Müthiş hayaller kurdum ve zihnimin içinde yaşadım aylarca. Bu şekilde pozitif kaldım.
        İki yaşına doğru uyku sorununu, yani emerken uyuma sorunu çözdüm. Bu sefer iştahsızlık sorunu çıktı, şaka gibi... Bir süre kendi iştahıyla devam ettik, baktım olmuyor doktor kontrolünde vitamin şurup takviyesine başladım. Eskisinden daha iyiydi, yemeye başladı, seçiciliği azaldı. Bunu başka bir yazıda daha detaylı anlatacağım. Burada değinmek istediğim nokta Badenin iştahsızlığınında benim sendromlarımı arttırdığı, o yemediği zaman ben kafayı yiyordum. Oysaki ne gerek var, illa ki yiyecek, bugün değilse yarın yiyecek yani.... Seve seve :)

      O yüzden çokta şe'apmayın yani.
      Rahat olun, siz rahat olun ki çocukta rahat olsun, fazla kasınca geri tepiyor bu da size katmerli sıkıntı olarak geri döner. Yapmayın!
     
      Günün sloganı; dert etme, çay koy!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu çocuklar bizimle mutlu mu?

               Anladığım kadarıyla çocuk dediğimiz yaradılış, mutlu doğuyor ve hatta mutlu olmaya devam ediyor. Ta ki sahip olmayı öğr...