26 Ekim 2017 Perşembe

Bade'nin ilk kelimeleri


     Bana göre bir bebeğin telaffuz etmeye çalıştığı kelimeler düzeltilmemeli, çünkü o kadar güzel sesler çıkıyor ki onlardan dinlemeye doyamıyorum 😍
 
   Hele ki o bebek bana aitse, yemede yanında yat ❤️ (ki yerim yani bir güzel :)

   Unutulup gitmesin diye pek çok video çektik ve hiç kaybolmasın diye pek çok cihazda ve uygulamada kaydettik. Fakat yine de ben buraya da koyacağım ki fazladan depolama göz çıkarmasın 😊

    Yukarda söylediğim gibi Bade'nin hiçbir yanlış kelimesini düzeltmedim hatta onun söylediği şekilde söyledim çoğu zaman ve o zamanla doğrusunu söylemeye dili dönünce beni düzeltmeye başladı "o değil böyle" diyerek, çok ciddiyim 😄

   Hatta şimdi inatla doğrusunu söylüyor gıcık oluyorum, ne kadar tatlıydı bebekçe konuşurken, büyüyor bu cıvıltı yavaş yavaş....

        İşte o kelimeler;

       Minibüs = İmniyüs
       Tamam = Mam
       Portakal = Bobokal
       Babaanne = Mamanne
       Ayakkabı = Abakı
       Anne = Anni
       Yastık = Sasştık
       Yusuf = Yusfis
       Nuri = Uuvi
       Mutfak = Futfak
       Lahmacun = Apuştun/ Ahmoucun
       YouTube = Puka puka (waka waka'dan diline dolandı, öyle kaldı)
       Ekmek = ehmek
       Çikolata = Kuduta
       Cips = cip
       Sakız = Katışt
       Mavi = Mami
       Meyve = Veyve
       Kitap = Tipak

       Aklıma gelenler bunlar, denk geldikçe ekleme yapacağım inşaAllah.

   
     

  

24 Ağustos 2017 Perşembe

Kız çocuğunda tuvalet eğitimi süreci



         Hamileydik, taşıdık.. Ne çıkacağını, nasıl çıkacağını merak ettik.. Çıktı bir şekilde amA bitmedi.
         Doğurduk. Emzirebildiysek sütüm yetiyor/yetmiyor, besleniyor/beslenemiyor derdi oldu. Emzirmeysek mama hazırladık gecenin köründe, sağlıklı/sağlıksız lafları türedi, duymadık. Onu da hallettik. Ama bitmedi..
        Ek gıdaya başladık. Yemek seçme/iştahsızlık  derdi oldu. Bir şekilde üstedinden geldik. Ama bitmedi...
       İki yaşında emzirmeyi bırakmaya karar verdik.. Sadece emerken sakinleşen bebeği nasıl vazgeçireceğiz derdi oldu. Onu da hallettik. Yine bitmedi..
   
      Ve büyük patlama! Bummm!!..
      Tuvalet eğitimi... Buyrun bakalım, sayın fasulyenin faydalarını, hadi.
       Beni en çok düşündüren kısımdı bu, nasıl yapılır, ne zaman yapılır hiçbir fikrim yoktu. Etraftan 1 buçuk yaşında öğret diyen bile oldu. Küçücük bebeğe eziyetten başka bir şey değil o yaşta tuvalet öğretmeye çalışmak..
       Öğretirken dövdüm, çok dayak yedi diyen bile oldu. Ona hiç girmek istemiyorum. En az üst paragraftaki kadar saçma ve canice.
      Bizimkine gelecek olursak ; Bade oturmayı öğrendiği günden beri benimle birlikte tuvalete geldi. Onu kendi küvetinin içine oturuyordum, eline oyuncak verip, bende işimi hallediyordum. Bunu Bade her yere benimle gelmek istediği için yaptım, yanıma almazsam kıyamet kopuyordu.
     Konuşmaya başladıktan sonra bana ne yaptığımı sormaya başladı. Bende söyledim,her seferinde. Ve akışına bıraktım, zaman belirlemedim. Hedef koymadım, onu zorlamadım.
    İki buçuk yaşını geçtikten sonra (yani bu yaz) yavaş yavaş telkinlere başladım.
  "artık çişini kakanı tuvalete yapacaksın,bizim gibi" dedim her bezini değiştirişimde.
   Üç ay kadar sürekli söyledim. Sonra havanın çok sıcak olduğu bir gün bezini çıkardım. Çişi gelince bana haber vermesini söyledim. İlk günler azıcık kaçırdı, farkında oldu veya olmadı. Kıyafetinin ıslanmasından rahatsız oldu. Gündüzleri bu şekilde alıştı.
    Lazımlık kullanmadım. Klozetin üzerine çocuk için yapılan oturaktan aldım, çok hoşuna gitti daha hevesle tuvalete gitmeye başladı.
    Geceleri 10 gün kadar bezlemeye devam ettim.
    Fakat büyüğünü yapmadı, üç gün tuttu. Üçüncü gün biraz kaçırmış, babası hemen götürmüş yapmış. Fakat sonraki üç gün yine tuttu, tutamayacak hale gelince altına yapmaya kalktı. Kıyamet koptu evde, mümkünü yok tuvalete gitmedi.
    Sonra avm de dolaşırken birden çişim geldi dedi poposunu tutup, meğer büyük gelmiş. Oradaki wc de hallettik. O günden sonra düzeldi.
 
   Diyeceğim o ki ; akışına bırakın, kasmayın. Çocuk hazır olunca anlarsınız zaten. Bir kalıba sokmaya çalışmayın, girmez. Akademik kitaplar belki bir fikir verir ama orada yazanları birebir uygulamaya çalışmayın, tutmaz.

  Her çocuk farklı.. Onların tercihlerine saygı duyun, üstelemeyin.

  Altına yapan yetişkin var mı? Yok. Demekki eninde sonunda öğrenecek, derdiniz nedir yani? Amaaaann.

   Sal gitsin...

10 Temmuz 2017 Pazartesi

Aşk ve Evlilik

 
    Bu konunun zamanı gelmişti artık.
 
    Sanki beş yıldır evli değilmişim gibi fikirsizim bu konuda, öyle bir karmakarışık yani, varın siz düşünün..

    Önce evliliği açayım.
    İki ucu boklu değnek, net!
    Değneğin ortalarında takıldığınız sürece bir sorun yok, gayet güzel. Bol adrenalin bol çikolata. Amman dengeyi bozup uçlarda gezmeye çalışmayın, zira boka bulanırsınız benden söylemesi.
 
    İki kişi biraraya gelir, her gece mesajlaşır, her mesajın sonunda seni seviyorum diyerek uykuya dalınır. Sabaha günaydın aşkım diyerek uyanılır, aptal bir mutluluk hali hasıl olur. Her sabaha onunla uyanmak hayalleri kurulur ve her geceye da ona sarılarak gözlerini yummak hayali de kurulur. Ne kadar toz pembe. Bu evrelerde aşık kişi/kişiler etrafa mutluluk saçar. Bu mutluluğun ömür boyu süreceğini sanarak evlilik hayali kurar ve hatta evlenir. Buna aşk diyorlarmış. Aşk sonucu evleniyorlarmış. Ben onların yalancısıyım.

     Evlenirsin, balayına gidersin gitmezsin o ayrı mesele. Asıl mesele sırtına katır yüküyle binen borçlarda. Ev almış olabilirsin, kiralamış olabilirsin her iki türlü de şemsiye girdi başkan. Dur bu ilk şemsiye 🤗  Eğer ailenle birlikte yaşamayacaksan kılı tüyü yeniden satın alacaksın, rende alacaksın lan rende rende ve onuda unutmayacaksın çünkü rendesiz ev olmaz. Narenciye sıkacağı alacaksın, vücuda vitamin girmeli ki geceler renklensin 🙈 işte böyle.
     
     Evlenmenin aşık olmakla bir alakası yok, çünkü evlilik tamamen üreme hormanlarının aktif hale gelmesi durumunu ahlak yasaları çerçevesinde resmileştirme hareketidir. Bakın uluslararası sevişebiliyoruz demenin üstü kapalı hali yani😎

    Hadi söylesene hala aşık mısın ona😁 hala mı evet. Bunlar tatlı heyecanlar diyosun öyle mi? Onunla her şeye varsın sen değil mi? Bunu söyleyebiliyorsan erkek ve 40 yaşındasın yada kadın ve 30 yaşındasın. Yıllardır yaptığın birikimin var ve hazırsın her şeye demektir. Ama yok daha yirmilerinde bi çömezsen, yavrum sen o toplara hiç girme kuzum. Ne beni ne de karşındakini ger.

    Ben size aşkı anlatayım, benimkini değil, olması gerekeni; aşk tutkunla beslediğin, karşılık beklemeden kalpten sevdiğindir. Aşk dokunmakla beslenmez, aşk hasretle beslenir, sabırla beslenir. Mesafeler engel değildir. Aşkta vazgeçiş yoktur, aşkın içinde kaybolmak vardır. Bedene hapsolmaz aşk ve zaman kavramından uzaktır, zamansızdır. İçinde hiç olmayı gerektirir... Aşk duyguların en yücesidir. Alemler aşk üzerine yaratılmıştır, varoluşun temelidir aşk.

     Aşk kutsaldır, basit bir kelime statüsüne indirip ucuzlaştırmayın.





 

30 Haziran 2017 Cuma

Varlık ve Darlık


   
     Karnın doydu mu şekerim? İyi afiyet olsun.
     Peki ya gözün, o da doydu mu?

     Ramazan geldi geçti.
     Ne kattı size? Bir kuru açlık mı sadece?
     Başka? Başka başka?
     Açın halinden anladım, masalını okumayın bana.

     Geçen gün haberlerde, Suriye'yi gösterdiler çok büyük bir fark yoktu. Bir ince detay dışında.. Ben diyeyim iki, siz deyin üç yaşlarında bir bebek. Tam DÖRT (4) gün, dört ayrı yirmi dört saat, dört gece dört gündüz yıkıntıların altında aç ve susuz, tekrar ediyorum AÇ ve SUSUZ beklemiş. Ölmemiş, ölememiş. Yanında kimse yok, ne anne ne baba ne kardeş... Hiç kimse... Dışarda silah sesleri, bombalar...

     Kendinizi onun yerine bir koysanıza. Bir dakikalığına o küçük bebek olsanıza. Olmadı değil mi? Yemedi.

    Oruç sadece mideyi boş bırakmak değildir. Akşam ezanında aylardır aç kalmış gibi yemeklere saldırmak değildir. Ezan bitmeden açlıktan kurtulmaya çalışmak değildir.
     Oruç; terbiyedir. Nefs terbiyesidir. Göz terbiyesidir. Dil terbiyesidir. Fikir terbiyesidir. Ahlak terbiyesidir.
      Oruç; empatidir. Darda olanın halini anlamaktır. Darda olana yardım etmektir karşılık beklemeden. Eğer bir iyilik yaparken karşılık bekliyorsanız o iyilik değil menfaattir. Siz hizmet vermiyorsunuz, iyilik yapıyorsunuz, iyilik! Allah bilir, duyar ve görür. Kul bilmesin, duymasın, görmesin lazım değil zaten. Biz insanlığımızın gereğini yapmakla sorumluyuz.
      Yardım adı altında gösterişli davetler veriliyor. Yardım için toplanan paranın bir eşi de davet hazırlıklarında harcanıyor. Hani samimiyet? Hani iyi niyet? Ne zamandır iyilikler göze sokula sokula yapılır oldu? Hanımlar en dekolte kıyafetlerini giysin en pahalı takılarını taksın, beyler tek el cepte kasıla kasıla dolaşsın diye var o davetler, birbirleriyle sidik yarıştırabilsinler diye...
      Sosyal ortamlarda paylaşılan yemek fotolarına hiç girmiyorum Bile, kabak tadı verdi çoktan.
       Ama Allah büyük, O çok büyük. Duyar ve görür. Her halimizi kaydeder.
      Ahir zamandayız, sınavımız çok büyük. Allah herkesin kalbini sevgiyle yüceltsin. Zira sevgisizlik bize kıyamet getiriyor.
      O rahmandır O rahimdir.
      Allah yeter bize, O ne güzel vekildir.

      

25 Mayıs 2017 Perşembe

Günün bonusu; Gül şerbeti tarifi 🌹


 Malzemeler:
  • 6 - 7 adet pembe renkli kokulu gül yaprağı 
  • 1 su bardağı toz şeker 
  • 1 litre su 
  • 1 adet limonun suyu 
Yapılışı:
  • Gül yapraklarının beyaz dip kısımları makasla kesilir, zedelenmeden yıkanır.
  • Derin bir kabın içinde gül yaprakları toz şeker ve limon suyu ile ovularak iyice ezilir.
  • Üzeri streç film ile kapatılıp, buzdolabında bir gece renginin çıkması için bekletilir.
  • Bir çay bardağı kadar sıcak su eklenerek, şeker eriyene kadar karıştırılır.
  • Şeker eriyince üzerine soğuk su eklenip, karıştırılır.
  • Şeker oranı kontrol edilir, istenirse biraz daha şeker eklenir.
  • Süzgeçten geçirilip, sürahiye alınır.
  • Bol buz, kavrulmuş badem veya çam fıstığı eklenerek servis edilir.

     Gül şerbetini uzun süre saklamak isterseniz bir kaç taşım kaynatıp, sıcakken kavanoza koyup ters çevirerek konsantre olarak saklayabilirsiniz.Elde edilen öze daha sonra biraz soğuk su ve buz ekleyerek istediğiniz zaman ikram edebilirsiniz.

           

11 ayın sultanı,başımızın tacı ramazan geldi dostlar❤️



Ben çok heyecanlıyım. Çünkü 27 yıllık ömrümün sadece 5 günü oruçlu geçti. Buna değişik sebepler sunabilirim. Başta ailevi, arkasından iş yükü vs. Diyebilirim. Bana yük gibi geldiğinden değil geçmişim elverişli değildi. Hayatım oruç tutabileceğim şekilde değişmeye başladığında ben değişime ayak uyduracak levela atlamamıştım. 
     Ama artık hazırım Allahın izniyle. Bu sene net bir şekilde 30 gün boyunca (tabi regl dönemim bi kancıklık yapmazsa) tutmaya niyetliyim. 
Nedense aç kalmaya ihtiyacım var gibi geliyor. (ben manyak mıyım, evvett) Açlıkla içimdeki şeytanı ezebilirim. Açlıkla aslanlar gibi kükreyen nefsi kediye çevirebilirim. Evet yapabilirim💪
Ben bu gazla 70 sene koşabilirim. 
İlk 7 günü atlatınca gerisi kolay. İlk 21 günü atlatınca ( ikinci 21 gün varmış gibi çek kanka) uzun süreli açlığa dayanabilirim. Sadece sağlıklı beslenip, hayatımdan abur cuburu çıkarabilirim. (bu konuda çok dertliyim dostlar) 
Ben yapabilirsem herkes yapar. Herkes yapabilirse bende yapabilirim. Özgüvenimi öpeyim💋💋
Ramazan yoğun bir sevap ayıdır, göğün kapıları açılır, melekler dünyaya iner. Her taraf huzur kokar. (bir de pide) Ramazan umut ayıdır, başlar secdeye bir başka gider. Allah kuluna bir başka muamele eder. 
Yaptığımız her amel önce Allah için, sonra bütünün hayrı için olmalı. Bu iki şartı karşılamıyorsa hiç girmeyin o toplara. 
Çünkü herkes birbirine bağlı, o bağda Allaha bağlı. 
Hayırlı,  uğurlu,  mutlu ve umutlu bir ramazan diliyorum. 


Her güne pembe gözlüklerle uyanın inşaAllah ❤️




16 Mayıs 2017 Salı

Geçti mi anneler günü? Anneliğin belli bir günü mü varmış yahu,?



            Anlayamıyorum, bir tanecik olsun anlam yükleyemiyorum. Yoksa bende bir tuhaflık mı var?

           Neden bir başkasının teşvikiyle annemi hatırlayayım da çiçek vs. Alayım ki? Niye bize "al sana anneler günü, hadi para harca. Harca ki ona değer verdiğini görsün"ü dayatıyorlar. Ayrıca biz bu kadar mal mıyız ki buna boyun eğiyoruz?
         
        Yooo hiçte değiliz, hepimiz aklı başında insanlarız, yapmayız öyle saçma şeyler. Sırf sürü bunu yapıyor diye, biz sürüye uymayız. Çünkü biz aklını kullanabilen, duygularını yönetebilen bilinçli varlıklarız, öyle miyiz?

          Manitanın günü, ananın günü, babanın günü, ebenin günü daha uzatayım mı? Uzatıp seni daha çok sinir edeyim mi? Napacan? Offline mı olacan? 😄

        Para harca, daha çok harca, daha da çok harca. Tüket, daha çok tüket, daha da çok tüket! Çünkü sürü bunu yapıyor. Bir konuda anlaşalım, para ticaret birimidir, sevgi gösterme aracı değil. Eğer sen sevgiyle ticareti aynı tencerenin içinde pişirmeye çalışırsan cırcır olursun/edersin.

        Güzelim, bebeğim, canısı aşk, sevgi,şefkat vb. duygularını bu şekilde gösteremezsin. Bu şekilde anca samimiyetsizliğini gösterirsin. Senede sadece bir gün mü hatırlanır lan anne baba eş dost, ulusal bayram mı bu, kandil mi bu? Ne alakası var!

     Bi kendinize gelin yeter yahu.


5 Mayıs 2017 Cuma

Hıdrellez ateşi ısıtsın içinizi ❤️

   
        Allahın ve Resulünün selam ve bereketi üzerinize olsun can'lar...
     
       Bugün hem cuma hem de hıdrellez gecesi. Hızır ve İlyas (a.s.) peygamberler yeryüzünde buluşuyor, dileklerimizi gerçekleştiriyor😊
 
     Bende hayatımda ilk defa bu Hıdrellezde dilek dilemeye karar verdim ve bir gül aldım. Kendimin, ailemin ve toplumun yararına olacak, pozitif kelimeler içeren, bencillikten uzak, menfaat gözetmeyen dileklerimi bir kağıda yazıp mor bir kesenin içine koyup bu gece gülüme asacağım. Yarında suya bırakacağım.

     Bu dünya bir rüya, gelip geçici farkındayım. Dünyalık istekler İslami açıdan bakınca anlamsız onunda farkındayım. Bunlarla birlikte buradan güzel bir şekilde gelip geçmeyi aileme güzel bir yaşantı sunmayı, her an Allahı anmayı sürdürebileceğimiz akıl ve vicdan rahatlığı vermeyi ve almayı planlıyorum.
 
    Her duanın karar mercii Allahtır, peygamberler onun kulu ve elçisidir. Bu gece de Allahın iki sevgili elçisyle hoşsohbet olalım. Onlara dualar okuyup sevabını hediye edelim. Allah rızası için 2 rekat namaz kılalım, sevabını namaz kılamayan müslüman kardeşlerimize hediye edelim. 😊 Sevgili Allahım isteyin vereyim diyor, isteyelim bizde. Ahlak isteyelim, huzur isteyelim, 5 vakit bizi huzuruna kabul etmesini isteyelim. Katından bize hayırlı yoldaşlar vermesini isteyelim.

    Bu tarz günlerin enerjisine bayılıyorum, inanılmaz pozitif ve huzurlu hissediyorum.

    Her an çok güzel, nefes al nefes ver. Şükret. Karşılıksız Yardım et. Gülümse. Çünkü gülümseyince çok güzelsin. ❤️

      Kendinizin ve ailenizin ve toplumun yararına olan tüm dileklerinizi Rabbim kabul etsin.
   
    La ilahe illallah❤️❤️❤️
 

   

2 Mayıs 2017 Salı

11 aylıkken diş mi çıkardı? Ne diyosssuuunn!

   
 
          Merhabalar
       Güzel bir salı gününü  daha bitirmiş bulunmaktayım, neresi güzeldi diye sorsan gün sonunda hala sapasağlamım hamdolsun, derim. Şükretmek, varlığa da darlığa da sürekli şükretmek gerek. Çünkü hayrın içinde şer, şerrin içinde hayır var bu sınav dünyasında. Benim son 3 yıldır sınavımda Bade 😊
     
 
  Yeni bir kelime öğrendi - maydanoz - ay kuzum benim maynatosş diyor yaa, nasıl da güzel söylüyor, ay ayy ❤️
   

   Pardon konudan saptım, hemen toparlıyorum.


  Efenim, Bade 6. Ayına kadar çok düzenli olmasa da belli bir düzene uyarak  uyurdu, en azından geceleri. Sonra 6 aylıkken bir gün sabah 4 buçuk civarında uyandı, bir daha uyumadı. Biz herhalde diş çıkartacak onun sancısı dedik. Fakat gel zaman git zaman bekle babam bekle, diş görünmüyor ufukta bizimki damaklarıyla sırıtıyor hala :) devam eden her uykusuz her geceyi diş sancısı diye yorumladık. Abi hiç abartmıyorum 10 aylık oldu, yürümeyi öğrendi ama diş gelmedi. Bu sefer de hiç çıkarmayacak herhalde dedik, doktora gitmeyi düşünürken alt damağında yarılmayı farkettim 😊 Allahım Allahım nasıl sevindim. Gerçi bu bize iştahsızlık ve uykusuzluk ve huysuzluk olarak yansıdı ama olsundu, diş gelmişti ya gerisi önemli değildi.
   

     Evet Bade hanımzade önce yürüdü sonra diş çıkardı. Bu çocuk hep farklıydı zaten hahhah :)


     Alt dişleri bağrıma basa basa çıktı. Ağzıma s.ça s.ça çıktı. Ama diş mi gaz mı daha büyük sorundu derseniz, size gaz derim. Allah düşmanımın başına vermesin. Amin. Üst dişler çok kolaydı. Hiç farketmedik bile, bir gün bi baktım üst azı dişleri çıkmış çocuğun :) Ama alt var ya alt, ah o alt dişler, yediler ciğerimi...
 

     En son dişini sanırım 1 buçuk yaş civarında çıkardı, tam hatırlamıyorum ama öyle olmalı.
 
      Size akışına bırakmanızdan başka verebilecek bi tavsiyem yok. Çünkü bu sizin müdahil olabilceğiniz bir süreç değil, o yüzden rahat olun bugünler hep geçici . Soğuk ve sert sebze meyve verin diyorlar. Hep meyve yedi Bade mesela. O diş kaşıma şeyleri var hiç yüzüne bakmadı onların.
   

     Dilerim Allahtan sizin bıdıklarınız farkına varmadan inci gibi dişler çıkartır.
   
 
     

27 Nisan 2017 Perşembe

Emzirmek = Oturduğun yerde kilo vermek


     Kesinlikle şanslıyız abi, emziren anneler olarak.
     Düşünsene mama hazırlama derdi yok, ağlıyor nasıl susturcam derdi yok, bir zararı olur mu derdi yok. Yok yani. Allahın bir lütfudur emzirmek kesinlikle, bol bol şükür ister.
     Ama tabi anne sütünün de yarayışlı olması için dikkat etmek gereken bir nokta  var; o da yediklerinin protein ve vitamin yönünden zengin olması, ha bir de eğer gaz sorunu olan bir bebeğiniz varsa gaz yapmayacak besinler tercih etmek ve soğuk olan her şeyden uzak durmak çok çok çok önemli! İkincisi aşşşıırrı önemli!
     Yürüyün hanımlar, sütü artıran, bedene iyi gelen bir aktivitedir yürümek. Bebeğinizi alın ve yürüyün. Hem ona hem size çok iyi gelir. Mışıl mışıl uyur :)
     Bol bol bol bol su! Vücudunuzda yeterli miktarda su olmazsa zaten yaşayamaz nalları dikersiniz o ayrı da 😁 süt üretiminizde ve sütün kalitesi de düşer. İçeceksin bacım, sevmiyorum yok, madem o çocuğu yaptın, i-çe-cek-sin! Bunu ona borçlusun sen, senin sorumluluğun bu. Yiyemem içemem şımarıklığını kes bi kere, paşalar gibi yiyeceksin o brokoliyi, ıspanağı. Kompostonu da içeceksin, suyunu da.
   
Bütün bunları yaparsanız zaten kilo kilo yağ yakarsınız. Emzirmek bu süreci hızlandıran ilahi bir hediye❤️🌹
Emzirmeseniz bile yukarda saydığım önerilerime uyarsanız yine kilo verirsiniz. Bunlarla sağlıklı yaşamın gerekleri zaten. 
Bendenize gelecek olursak ; 52 kiloyla hamile kaldım, 76 veya 77 kiloyla doğurdum. Hacı bütün yediklerim vücutta kaldı, hepsini depoladım. Bade mi kaç kilo doğdu? 2.950😄 şaka gibi, ben 25 kilo aldım ve Bade hanımzade 3 kilo bile doğmadı😄 
Doğumdan iki ay sonra 67 kiloydum. İki yıl sonra ise 52! Çalsın sazlar oynasın kızlar 💃💃 hoobbbaaa! 
Şimdi sarkmış kaslarımı toparlama zamanı. 
Google playde egzersiz programı buldum ona göre çalışacağım Allahın izniyle. 
Alkali suyumu da içiyorum. Yediklerime pek dikkat etmedim emzirmeyi bıraktığımdan beri. Aaa bak bunu atladım, Bade iki yaşındayken kestim sütten. Şimdi 2 buçuk yaşında ve ben  son 6 ayda hiç yemediğim kadar abur cubur yedim. Resmen kafesinden kaçmış aslanlar gibiydim😄 öyle yedim, efsane yedim. 
Şimdi yeniden yapılanma süreci başlasın. 
Sonuçları paylaşırım. 

23 Nisan 2017 Pazar

Hem Ulusal Bayram hem Kandil❤️

   
         Ben çocukken her 23 Nisan yağmurlu ve soğuk geçerdi. Kutlamalarda mutlaka folklor oynardık ve donardık. Fakat hep mutluyduk. Bir şeyler yapmanın verdiği o haz çok güzeldi. Çocuk aklımızla neden yaptığımızı tam olarak kavrayamasakta yine de mutlu olurduk.
         Şimdiki çocuklar da bizim gibi mi? Yoksa bu konuda da bilgisayar tembeli mi? Kafkas oyunları oynamak yerine minecraft mı tercih ediyorlar? Allah aşkına televizyonun, televizyonu geçtim ampulun olmadığı yıllarda bu çocuklar ne yapıyordu? Nasıl oyalanıyorlardı? Ne yapıyordu büyüklerimiz? Onların yaptıklarını biz neden yapamıyoruz?
   
    Kafamda deli sorular...

    Teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor evet, hamdolsun, nankörlük edemem. Bununla birlikte rahatta batıyor sanki,bunun doğrusu nasıl olurdu acaba? Ne kadar televizyon telefon laptop varsa evde kaldırsak mı bir süre?
   Kesin kafayı yeriz 😄
 
   Uzun lafın kısası
   23 Nisan Ulusal egemenlik ve çocuk bayramımız kutlu mutlu olsun, dünya döndükçe Allah bizlere kutlamayı nasip etsin.

   Bir de bugün miraç kandili, sevgili peygamberimizin göğe yükseltilip cenneti ve cehennemi gördüğü gün. 3 ihlas 1 fatiha okuyup sevabını peygamberimize, ashabına, sahabeye, ehli beyte ve sevdiklerimize hediye edelim.
 
   Dünya dualarla döner. Bol bol dua edelim, sevabını üstümüzde bırakmayalım, hediye edelim. Şükür namazı kılalım, tövbe namazı kılalım. Boş bir an yakalayınca iki rekat daha namaz kılalım, onunda sevabını, namaz kılamayanlara hediye edelim.
  Güzel şeyler bunlar.


 Allah hepimize güzel günler göstersin hem burada hem ahirette... Amin🌹
   

20 Nisan 2017 Perşembe

Kullandığım Bebek Deterjanları❤️ Evde doğal Sıvı Deterjan yapın!

       
   
      Merhaba canımcım, ben yine geldim. Gelesim geliyor napayım😊
      
    Ben yine acayip hayati bir konuyla karşınızdayım 😄 Aslında ciddi bir konu bu kimyasallar. Alerji, çeşitli cilt hastalıkları, kanser, solunum yolu rahatsızlıklarıyla yakın ilişki içindeler. Yani sırf mikropları değil insanları da kırıyor. Bir işi ya tam yapacaksın yada hiç bulaşmayacaksın mantığı, hmmm acaba bende bir kimyasalım🤔 hahaha biri beni durdursun, ne kadar kötüydü bu espri 😄
      Tamam tamam konuya geçiyorum.
      İlk çocuk olduğundan mütevellit etrafımdan gördüğüm ve doğruluğunu sorgulamadan kabul ettiğim ve kullandığım ürünler oldu. Sanırım herkesin evinden bir kere de olsa geçti Hacı Şakirin granül sabunu. Evet bende ilk olarak onu aldım, kıyafetleri daha doğmadan bebek programında yıkadım. Yumuşatıcı olarakta 'elma sirkesi ' kullandım. Yanlış okumadınız, bildiğiniz elma sirkesi. Mikrop kırıyor, kireç çözüyor ve yumuşatıyor. Sandığınızın aksine çamaşırda hiçbir koku da olmuyor. Yıllardır kullanıyorum çok memnunum. Hem makineye hem çamaşıra faydası var ve kimyasal değil. Evde kendiniz de yapabilirsiniz,tamamen doğal olsun derseniz.
           Fakat daha sonra hem  fiyatını gereksiz pahalı bulduğumdan hemde kokusu beni çok rahatsız ettiğinden Roxy toz sabunu kullandım,memnun kaldım.
        Derseniz ki ben daha doğal bir şey istiyorum, öyleyse doğallğından emin olduğunuz bir sabunu rendeleyin, kullanın derim. Ben o kadar sıkıntıya gelemiyorum  şekerim. Alıyorum,  döküyorum bitiyor. 😊
       Kendi deterjanınızı kendiniz yaparken esans yağları da kullanın derim. Şuraya onlarla ilgili birkaç tatlış bilgi bırakıyorum, çoluk çocuk eş dost akraba faydalanın;
   

      Lavanta ; rahatlatır.
      Papatya; sakinleştirir.
      Çay ağacı; antibakteriyeldir.
      Portakal  ; lekelerin giderilmesine yardım eder.
       
          Size bir kıyak daha geçeyim ve evde doğal SIVI DETERJAN tarifi vereyim 😊
       
         Malzemeler
         1 litre su
         1 kalıp zeytinyağlı sabun rendesi
         Yarım su bardağı boraks
         1 su bardağı çamaşır sodası

1 litre suyu kaynatın. Kaynamış suya rende sabunu ekleyin ve eriyene kadar karıştırın. Eriyince çamaşır sodası ve boraksı ekleyip yine karıştırın. Sıvı deterjanınız hazır. İyi günlerde kullanın 😊
           
                Deterjan bazen katılaşabiliyor, biraz su ekleyin düzelecek.


16 Nisan 2017 Pazar

Değişen Türkiye Düzeni / Değişti mi yine Ülkemin Düzeni?!

       Ülkem yeniden ikiye bölündü.
       Alevi-Sünni olduk,solcu-sağcı olduk,ülkücü-devrimci olduk, Türk-Kürt olduk, Erkek yukarı-Kadın aşağı olduk, Osmanlıcı-Türkiyeci olduk  nihayetinde Hayırcı-Evetçi olduk. Sonu gelecek gibi değil. BIK-TIK!
      Yeni getirilmeye çalışılan sistem, daha doğrusu artık getirilmiş olan sistem ne işimize yarayacak bilen varsa beri gelsin?
    Sen kalk 15 yıl iktidarı elinde tut ama ne terörü bitir ne yoksulluğu bitir ne de cinayetleri bitir,  sonra kalk sorun bizde değil sistemde, de! Böyle bir mantıksızlık yok ama varmış, hatta bunun arkasından gidebilen birde %51 varmış. Önlerinde saygıyla eğiliyorum çünkü daha büyük bir saçmalık duymadım yahu. Daha büyüğüne sıra gelince onların önünde de eğiliriz sıkıntı yok 😄
      Ne diyeyim Allahın dediği olur diyeceğim ama Allah katından şerli iş çıkmaz. Bu olsa olsa şeytandandır. Şeytanı Tanrı bellemiş olan küresel çeteleri arkasına almış olan siyasetçiler elbet birgün kaybedecekler. Dilerim o kaybediş günü gelmeden tövbe edip Allah'a sığınırlar. Rabbimden dileğim budur.
     Endişeliyim.
     Kendim için, kızım için, eşim için, ailem için... Çok endişeliyim, geleceğim için, sağlığım için.Parktaki ağaç için, sokaktaki kedi için. Yeni doğmuş bebek için endişeliyim.  Doğru olan bu değil, bu doğru değil. Bu yanlış. Bu çok yanlış.
     Güvenmiyorum.
     Türk siyasetçilerin hiçbirine güvenmiyorum.
     Bu kafa yorgunluğuyla nasıl yaşanır bilemiyorum.
     Umarım yanılıyorumdur. Her şey çok güzel olur gelecek günlerde. Önümüzde duran bu kapıdan geçince bizleri inşaAllah cennet bahçeleri bekler. (dediğime kendim bile inanmıyorum ki😆) Temennim bu. Ama biliyorum ki yanılmıyorum..
     Böl-parçala-yönet taktiğinin bölme kısmı geçildi bence. Şimdi parçalama sezonundayız. Hep birlikte izleyeceğiz bu filmi.
     Belki duymuşsunuzdur Grimm kardeşlerin bir masalı var adı 'Balıkçı ile Karısı'. Fakir bir balıkçı bir gün sihirli bir balık yakalar, balık onu suya geri bırakırsa eğer bir dileğini yerine getireceğini söyler. Balıkçı karıma bir sorayım der. Karısı güzel bir ev ister. Olur. Sonra memnun olmaz hep daha fazlasını ister. En sonunda güneşin ve ayın imparatoriçesi olmayı ister. Bunun üzerine Balık verdiği her şeyi geri alır. Yeniden fakir hayatlarına geri dönerler.
      Bence siz bu masaldaki kıssadan hisseyi kaptınız. Ee anlayana sivrisinek saz 😉
     Diyeceğim o ki ; Allah verir sınar, alır sınar. Arsızlığa, aç gözlülüğe lüzum yok. Şükür enerjisinde kalmak gibisi yok.
   
     Ülkemi ve Atatürk'ü ve bu ülke için iğne ucu kadar da olsa iyi bir şey yapmış, yapan ve yapacak olan herkesi seviyorum.
   
     
     

12 Nisan 2017 Çarşamba

Bugün Motivasyon Günü Olsun! ☀️



   Her şeyi unutun beş dakika için, sakin bir köşe bulun oturun. Sakinleşin ve okumaya başlayın...
     
    Bol su için. Kahvaltıda çok, öğlen yemeğinde orta, akşam yemeğinde az yiyin. Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok, fabrikalarda yapılan yiyecekleri daha az yiyin.
          Hiçbir şeyi içinize atmayın, ibadet ve dua için zaman ayırın. Her gün on-otuz dakika yürüyün ve yürürken gülümseyin. Hayatınızı başkalarınınkiyle karşılaştırmayın. Onların sıhhatinin nasıl olduğuna dair hiçbir fikriniz yok. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere sahip olmayın. Bunun yerine enerjinizi şu an için harcayın. Nefes aldığınız her anın kıymetini bilin, keyfine varın.
Sadeliğin güzelliğini keşfedin. Hayatı çokta ciddiye almayın. Fani olduğunuzu hatırlayın. Bir gün elbet burayı terkedeceksiniz.
Kıymetli enerjinizi başkaları hakkında konuşarak boşa harcamayın. Kötü zandan kaçının. Kıskançlık ve çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır. İhtiyacınız olan her şeye zaten sahipsiniz.
         Geçmiş meseleleri unutun. Kişilerin geçmiş hatalarını hatırlatmayın. Bu durum mevcut mutluluğunuzu bozar. Hayat birisine kin duymak için çok kısa. Kimseden nefret etmeyin. Geçmişinizle barışın ki şimdiki zamanı bozmasın.
        Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada olduğunuzu unutmayın. Aldığımız dersler bir ömür boyu devam eder.
         Daha fazla gülümseyin ve pozitif olmaya çalışın.
         Her tartışmayı kazanamak zoruda değilsiniz. Aynı fikirde olmasanızda anlaşın.
       Ailenizi sık arayın.
       Her gün diğerlerine iyi bir şeyler verin. Gülümseme,iltifat, yardım, destek vb.
      Herkesi her şey için affedin.
      70 yaşından büyük ve 6 yaşından küçük kimselerle vakit geçirin.
      Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğü ile ilgilenmeyin. Doğru olanı yapın. Yanlışlarınız içinde pişman olmayın. Ne oluyorsa yada olmuyorsa hayrımıza olduğu içindir.
       Allah (cc) her şeyi iyileştirir. Şu an farketmesekte yaşadığımız her şey iyiliğimiz içindir. Bir durum iyi veya kötü olsun, nasılsa değişecektir. Durumları kabullenin.
      Nasıl hissederseniz hissedin;kalkın, giyinin, ortaya çıkın.
     En iyisine henüz sıra gelmedi
     Canlı olarak uyandığınız için Cenabı Allah'a şükredin.
    Maneviyatınız mutluluğunuzdur. Hislerinizi önemseyin. İnanın, dua edin, gerekeni yapın ve gerisini ilahi akışa bırakın.
Hoşçakalın, mutlu kalın! 

5 Nisan 2017 Çarşamba

Bebeklerde uykusuzluk, gaz sorunsalı. Bonus olarak emzirmeye bağlı yaralanmalar ve doğal merhem yapımı 😊

https://www.facebook.com/Badeningunlugu/
      
           Merhaba canımsss, 
  Her ne kadar başlık buram buram profesyonellik koksa da yok bacım amatörleri ağlatan bir acemiliğin yürek burkan öyküsüdür bu... (bu kısımda ağlayacaksınız😊) 
      Her önüme gelen çok bilmişin 'kız bebeklerde gaz çok nadir olur' demesiyle, kendi kızımın kız olduğundan şüphe ettirircesine maruz kaldığım söylemlerden mi  başlayayım? Kız bebeği olan arkadaşlarımın 'ben hiç gaz sorunu yaşamadım' demesinden mi dem vurayım? Yoksa hepsini es geçip kendi deneyimi mi anlatayım? En iyisi ilk olarak bir tavsiye ile başlayalım; 
    ☀️size kendinizi kötü hissettirenlere ya kulaklarınızı tıkayın ya da sus deyin! Bununla birlikte bebeğinizi asla ve asla ve asla başka bebeklerle kıyaslamayın! 
     D vitamini kullanmaya başlamamızla başlayan bir süreçti bizimki. Gaz sancılarını ona bağlamanın doğru olmadığını söylüyor doktorlar ama kayınvalidem d vitamini gaz yapar diyor. Sanırım kayınvalidem daha doğrusunu biliyor 😊 15. Günde başlanıyor bildiğiniz gibi vitamine, heh işte tam o kara gün başladı 6 ay devam etti. Aman Allahım o ilk gün neydi!? Bade çırpına çırpına ağlıyor, uykusundan sıçrıyor. Korkuyor, korktukça daha çok ağlıyor. Sürekli sancı geliyor, tek güvenli yer olarak gördüğü anne sütünü istiyor, sürekli... Yeşim'in göğüs uçları yara olmuş, acıdan duramıyor, her emzirmede yarası dağlanıyor ama emzirmezse Bade uyuyamıyor, ağlıyor. İki gün geçer diye bekledik, evde 4 çocuk büyütmüş bir kadın var ama o da bilemiyor neler olduğunu, neyse gittik doktora. Gaz sancısı dedi. En azından hasta değildi çocuk buna da şükür. Bir gaz damlası yazdı ne yazdığını hatırlamıyorum şimdi, çıktık hastaneden eczaneye girdik. Reçete de yazan damladan kalmamış, eczacı bize kendi kızına kullanıp memnun kaldığı damlayı verdi. Adı 'Maflor'. Allah bu damlayı akıl edenden, üretenden, Türkiye'ye getirenden, aracı olandan, bize öneren eczacıdan razı olsun! Öyle bir memnun kaldık anlayacağınız. O gece rahat bir uyku çekti benim minik afacanım. Fakat olay bununla bitmiyor, ben gaz yapıcı bir şey yediğimde o sancılar geri geldi yine uyutmadı, aşırı dikkat ettim yediklerime. Mesela bulgur pilavına mutlaka kimyon koydum, kimyonlu rezene çayı içtim. ( bu arada Bade'ye gaz damlası kullanmadan önce rezene falan filan denedik olmadı hacı) Kuru fasulyeyi iki üç su kaynattık öyle pişirdik. Dutlu elmalı komposto içtim. Yaptım yani bir sürü şey, ama bir gün hiç unutmam, komposto soğuktu, bardağa koydum ısınsın diye, Bade'nin uyku vakti yaklaşmıştı bekleyemeden içtim o soğuk kompostoyu! Bilin bakalım sonra noldu; tabiki bütün gece uyumadı. Nihayet uyuduğunda sabahın 5iydi. 
          Ay ben neler çektim. Ne istediğimi yiyebildim ne içebildim. Canım neler istedi hiçbir şey yapamadım.. Sırf gaz değildi ki bir de alerji sorunu vardı. Acı yemeyi bir kenara bırak çavdar ekmeği bile yiyemedim. 
        Ay ben neler çektim😢
        Gaz ve alerjiyle gelen rahatsızlık, göğüs uçlarının yarılması, uykusuzluk, yorgunluk hep ruh dengemi alt üst etti. En dibe vurdum, bunu ciddi ciddi hissettim. Bununla birlikte en dibe vurmanın harika bir yanı var, daha derin bir dip olmadığı için o andan sonra yükselmeye başlarsınız. Anka kuşu gibi önce yanar kül olur, sonra o küllerden doğarsınız. Nefes aldıkça umut var. 
         Emzirmenin getirdiği müthiş (!) sonuçlarrdan biri olan göğüs ucu yarılmasının acılarını yaklaşık 4 ay çektim. O kremler falan hikaye boşu boşuna çocuğu zehirlemeyin. Bu tarifi sağınıza solunuza önünüze arkanıza yazın. Eş dost bacı kardeş arkadaş ihtiyaç sahiplerine dağıtın! Büyük sevap işlersiniz. 
     Tarif şu;
      Birkaç ayva çekirdeğini bir çay bardağına koyun yarısına kadar su ekleyin, jel kıvamı alana kadar bekleyin. Jel kıvamı aldıktan sonra bir tutam pamuğa yedirin. Tahriş olan bölgeye koyun, bunun üzerine göğüs pedini arka yüzü gelecek şekilde yerleştirin. Ön yüzünü koymayın sakın jeli emer bir anlamı kalmaz. Arka tarafı emici yapıda olmadığı için pamuğun ıslak kalmasını sağlayıp o bölgeyi sürekli tedavi etme eğiliminde olacak. Pamuğu hergün değiştirin, iyileşene kadar, ki hızlı acısız ve doğal bir merhemdir bu. Sıfır endişe! 
           Hoşçakalın canımsss! ❤️


 

30 Mart 2017 Perşembe

Hafif Sıklet Lohusalık Sendromu ❤️




Yine, yeni, yeniden merhaba, 

Bir önceki konuda değindiğim ağır dönem lohusalığın devamı olan, hayatımın hafif dönem lohusalık (sanki hapis yatmışım gibi oldu, hey güzel Allahım sen bana akıl ver😄) bölümü ile karşınızdayım.
    On camera, go playback and action!
    Hahhahahayyt😄
    Bacılar öncelikle öyle her önünüze geleni yememeye devam etmeniz gerek, hele ki emziriyorsanız zaten sağlıksız beslenmek söz konusu değil bununla birlikte beslenme terciheriniz psikolojinizi çok etkiliyor. Her zaman öyle zaten de şu lohusa zımbırtısı bitene kadar amman dikkat edin. Bol bol limonlu su için, aha faydalarını şuracığa bırakıyorum.

       Gördünüz faydalarını devam edelim. Bu orta/hafif dönem bende 6. Aydan sonrasını kapsıyor. Bade kemikleri kuvvetli bir bebekti, üç aylıktı ve adım atmayı başarabiliyordu(yardımımızla tabiki, saçmalamayın lütfen😄) çabuk emekledi, çabuk yürüdü. Önceki aylara göre biraz daha kendini oyalamayı becerebildi. Beş aylıkken meyve püresi ve su vermeye başladım, ne versem yedi yumurta hariç. Meyve-sebze püresi ve çorbalar içti, sebzeli pilav yedi. 10. Aya kadar sıkıntı yaşamadım yemek yönünden.
        Fakat uyku hep sıkıntıydı, emerken uyurdu gündüzleri ve uyurken bırakmazdı, bende iki büklüm onun uyanmasını beklerdim. Yemek yapamaz evi toplayamazdım. Aç gezerdim, evide b.k götürürdü. Kişisel bakım zaten hak getire, hangi kişisel bakımdan bahsediyorsunuz? Bir tane kaşımı yolsam başarıydı benim için. Çok ilgi isteyen, ilgi görmediği zamanda kafayı yiyen bir bebekti Bade. Bu şekilde 2 yıl yaşadık. Aç gezmekten, evin tozundan, kendine vakit ayıramamaktan ve evden kaçmak için bahaneler arayan (ve bulan) bir kocadan mütevellit,  hafifleyen lohusa sendromum zaman zaman tavan yapıp sinir krizlerine sebep oluyordu. Zamanla geçecek,  bugünler  hep bitecek, güneş yeniden doğacak diye diye teselli ettim kendimi. İşe yaradı, aklımı başka şeylere verdim, sanki o an, o zorlukları yaşayan ben değilmişim gibi yaptım. Müthiş hayaller kurdum ve zihnimin içinde yaşadım aylarca. Bu şekilde pozitif kaldım.
        İki yaşına doğru uyku sorununu, yani emerken uyuma sorunu çözdüm. Bu sefer iştahsızlık sorunu çıktı, şaka gibi... Bir süre kendi iştahıyla devam ettik, baktım olmuyor doktor kontrolünde vitamin şurup takviyesine başladım. Eskisinden daha iyiydi, yemeye başladı, seçiciliği azaldı. Bunu başka bir yazıda daha detaylı anlatacağım. Burada değinmek istediğim nokta Badenin iştahsızlığınında benim sendromlarımı arttırdığı, o yemediği zaman ben kafayı yiyordum. Oysaki ne gerek var, illa ki yiyecek, bugün değilse yarın yiyecek yani.... Seve seve :)

      O yüzden çokta şe'apmayın yani.
      Rahat olun, siz rahat olun ki çocukta rahat olsun, fazla kasınca geri tepiyor bu da size katmerli sıkıntı olarak geri döner. Yapmayın!
     
      Günün sloganı; dert etme, çay koy!



23 Mart 2017 Perşembe

Lohusalık halleri ve sıkıntıları ❤️

        



Merhaba 
Uzun bir ara oldu,ama olsun yine buradayım hamdolsun ❤️
Bugün pek çok taze annenin başından geçen bir süreci, kendi sürecimi paylaşacağım. Verdiğim bilgiler tamamen kişisel olup yargılamaya kapalıdır, çünkü geçti gitti, dünde kaldı. Düzeltebildiğim kadarını düzelttim, düzeltemediklerimden ders aldım, sayfayı kapadım.
      Dileğim kendi sürecinizi yaşarken, kendinizi yormamanız, çünkü bitiyor yani bir gün, kasmayın 😊
Gelelim benimkine, benim sürecim hala bitmedi mesela, hatta anne sıfatını aldığımız anda başlayıp, son nefese kadar devam ediyor diye düşünüyorum.Tabi bu sürecin ömre yayılırken izlediği "bana göre" çok ağır, ağır, hafif ağır, orta ve hafif olmak üzere 5 evresi var.
     Çok ağır ile başlayalım;bebeğimi kucağıma almamla başladı, emzirmek istemiyorum diye yırtındım, ikna etmeye çalıştılar beni, bende onları 😊 Götürün mama verin dedim, benim sütğm yok dedim ve sonunda yenildim. Bir bebek vardı kucağımda ve beni emiyordu! İnanılmazdı! Sabaha karşı oluyordu bunlar, ameliyat için uyutulduğum 15 dakikayı saymazsak, hiç uyumamış,dinlenmemiş, sancı çekmiş biri anne olmuştu. Al sana ağır evre!
      Şaka şaka, korkmayın :) İşkence gibi anlattım o kadar yahu, sakin olun. Yeninin o eşsiz gücü var ya, bütün boşluklarıma sızdı, beni ele geçirdi ve nakavt etti. Sersemlemiştim, o yüzdendi bu serzenişlerim. Kesiğin sızısı, bebeğin acıkıp habire ağlaması, gaz sancısı, sütün yetmemesi, yorgunluk.... Hayat bana sağlam bşr bir yumruk çakmış gibiydi.
     Sonra eve geldik, tam 40 gün hep aynı yerde oturdum, oturduğum yerden kalkamadım, tuvalete zor gittim, yemeğimi zor yedim. Çünkü Bade çok gazlıydı, sadece emerken ve kucağımda uyuyabiliyor, sakinleşiyordu. Bırakınca yaygarayı koparıyordu. Hayat, dışarda akıp gidiyordu, ben koltuğumdan seyrediyordum. Geceleri iyice gazını çıkartıp, mamayla karnını doyurup beşiğe yatırıyordum. Gece, gündüzden daha rahattı. Eşim geceleri mama hazırlamaya yardım ederdi, zaten tek yaptığı da buydu. Bade doğduktan sonra dışarda daha çok vakit geçirir oldu. Hamilelikte tavan yapan hormonlarım, doğumla birlikte deniz seviyesinden daha aşağılara inmişti zaten, bir de onunla kavga ediyordum, Allahım çok yorucuydu :(
      Çok ağır evre işte bu 40 gündü.
     Ağır evre, bebeğime alıştığım yada onunla yaşamaya alışmayı öğrendiğim bir süreçti, ki bu 4. Aya kadar sürdü.
      Hafif ağır olansa; 6. Aya kadar sürdü. Uykusu düzelmeye başladı, gaz sancısı iyice azaldı, kilo aldı, gülmeye başladı. Derken bu evre de böyle kapandı gitti.
       Orta ve hafif evreler 2. Bölümde...
       Takipte kalın güzellikler ❤️
   

Bu çocuklar bizimle mutlu mu?

               Anladığım kadarıyla çocuk dediğimiz yaradılış, mutlu doğuyor ve hatta mutlu olmaya devam ediyor. Ta ki sahip olmayı öğr...